12 Eylül 1980 darbesinden sonra gözaltına alınan ve Türkiye’nin çeşitli cezaevlerinde işkenceye maruz kalan Hakverdi Satılmış, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in mezarı başında protesto düzenledi. Kaybettiği ülkücü arkadaşlarının fotoğraflarını kabrin başına koyan Satılmış, “Türk’ün geleneğinde mezara ve kabre zarar vermek yoktur. Bunu Allah’a havale ettik. Rabbim cehennem ateşinde yandırsın. Cehennem ateşi bol olsun” dedi.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra Türkiye’nin çeşitli cezaevlerinde işkence gören Hakverdi Satılmış, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in mezarı başında protesto düzenledi.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra gözaltına alınan ve Ulucanlar Cezaevi ile Mamak, Bursa, Eskişehir, Nazilli Cezaevlerinde çeşitli işkencelere maruz kalan Hakverdi Satılmış, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in mezarı başında protesto düzenledi. Kaybettiği ülkücü arkadaşlarının fotoğraflarını kabrin başına koyarak protesto yapan Satılmış, Kenan Evren’e lanet okudu.
Satılmış, 12 Eylül 1980 darbesinin baş mimarı Kenan Evren’in mezarı başına giderek, “Türk’ün geleneğinde mezara ve kabre zarar vermek yoktur. Bunu Allah’a havale ettik. Rabbim cehennem ateşinde yandırsın. Cehennem ateşi bol olsun. Hakkımızı haram ediyoruz Kenan Evren. Bize yaptığın zulümlerle şehit olan ülkücüler adına geldim buraya” dedi.
Cezaevinde beraber kaldığı ülkücü arkadaşı Hüseyin Kurumahmutoğlu namaz kıldığı için başına dipçikle vurularak öldürüldüğünü kaydeden Satılmış, “Kur’an-ı Kerim’i yırttılar. 1987 yılında ülkücüler Mamak Cezaevi’nde ölüm orucuna başladı. Artık sisteme itiraz ediliyordu ve açlık grevleri başladı. Ankara’da ailelerimiz açlık grevi başlattı. 1987 yılında Mamak Cezaevi’ndekiler sivil cezaevlerine nakledildi” diye konuştu.
Kaldığı cezaevinin dördüncü koğuşunda zıt görüşlü 200 kişinin arasına öldürülmek için bırakıldıklarına dikkati çeken Satılmış, “200 kişilik koğuşun içerisinde 6 tane ülkücü. Namaz kılarken üç kişi namaz kılıyor. Diğer üç arkadaşımız onu bekleyerek onlar namazına devam ettiler. Nöbetleşerek namazlarımıza devam ettik. Sonra Bursa, Eskişehir ve Nazilli Cezaevlerine nakledildim. 1991 yılında Turgut Özal’ın affıyla tahliye oldum. 15 yaşında girdiğim cezaevinden 14 yıl sonra tahliye edildim” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika