Hamas, Cumartesi sabahı İsrail’e yönelik son yılların en büyük saldırısını gerçekleştirdi. Yetkililer Gazze’den İsrail’e 5000 roketin fırlatıldığını duyurdu.
Hamas militanları bu esnada Gazze’den İsrail’e geçti. Hamas’ın çok sayıda asker ve sivili rehin aldığı açıklandı. İsrail ordusu “savaş durumu” ilan etti. Gazze’ye misilleme hava saldırıları başlatıldı. İsrail Başbakanı Binmyamin Netanyahu “Savaştayız ve biz kazanacağız” dedi. Netanyahu, Hamas saldırılarıyla İsrail’in “uzun ve zorlu” bir savaşa girdiğini söyledi.
Hamas’ın saldırılarına İsrail’in hazırlıksız yakalandığı ve istihbaratının bunu nasıl öngöremediği tartışılıyor. İsrail toprakları ve Gazze’deki saldırılarda her iki taraftan en az 300’er kişi öldü, 2000’den fazla kişi de yaralandı. Hamas’ın Gazze’den attığı roketlerin bir kısmı İsrail’in Demir Kubbe hava savunma sistemi tarafından engellense de önemli bir kısmı da hedefini vurup büyük yıkıma yol açtı.
DEMİR KUBBE NEDİR?
Demir Kubbe, İsrail’in geliştirdiği ve 10 yıldan uzun zamandır kullandığı hava savunma sisteminin adı. Bu sistem, İsrailli savunma şirketi Rafael ile İsrail devletine ait Hava ve Uzay Sanayileri kurumu tarafından ortak geliştirildi. Sistemin üretimi İsrail’in kuzeyindeki tesiste yapılıyor. İsrail basınında yer alan haberlerde, üretiminin ilk etapta tamamen ülkenin kendi kaynaklarından karşılanması planlanıyordu. Ancak seri üretime geçilmesinin ardından ABD’den alınan finansal destek karşılığında sistem bileşenlerinin yarısı ABD’de üretilmeye başlandı.
ABD’nin İsrail’in füze savunma sistemleri programına yıllık 500 milyon dolar destek vermesi öngörülüyordu. İsrail, Demir Kubbe sistemini 2011 yılında kullanmaya başladı. Bu, İsrail’in farklı menzillerdeki füze saldırılarına karşı geliştirdiği üç hava savunma sisteminden ilkini oluşturuyor. Demir Kubbe, roket, füze ve havan toplu gibi kısa menzilli saldırılara karşı kullanılıyor. Rafael, internet sitesinde Demir Kubbe’yi “etkinliği muharebe ortamında kanıtlanmış dünyanın tek çok amaçlı sistemi” olarak tanımlıyor.
İsrail’in diğer hava savunma sistemleri de uçak, insansız hava aracı ve uzun menzilli füzeler gibi orta ve uzun menzilli tehditlere karşı geliştirdiği Davut’un Sapanı, atmosferin en üst katmanlarına kadar ulaşan Ok 2 ve atmosfer dışına çıkabilen Ok 3 olarak sıralanıyor.
SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?
Demir Kubbe, hem gece hem gündüz hem de her türlü hava koşulunda çalışacak şekilde tasarlandı. Demir Kubbe kapsamında tehdidi algılayan radar sistemi yer alıyor. Bu radarlar, gelen roketin ne ölçüde bir tehdit oluşturduğunu tespit ediyor. Atılan roketin yerleşim yerlerine ya da önemli altyapı tesislerine yönelmesi halinde ise bunu imha etmek üzere füze gönderiliyor.
Bu füzeler, mobil üniteler ya da sabit noktalardan ateşlenebiliyor ve bunlar aracılığıyla gelen roket havada imha ediliyor. Rafael, sistemin yüzde 90 başarı oranına sahip olduğunu söylüyor.
Ancak daha önceki çatışmalarda da görüldü ki, Hamas’ın çoğu “ev yapımı” birkaç yüz dolar değerindeki roketleri bu pahalı sistemi delerek hasara ve can kaybına yol açıyor. Demir Kubbe’de kullanılan savunma füzeleri 20 bin ila 100 bin dolara mal oluyor. Hamas’ın ucuz roketlerle, gelişmiş savunma sistemini yorduğu ve peşinden gelen roketlerin füze kalkanını bu sayede aşabildiği belirtiliyor. İsrail tarafında kaygı yaratan bir diğer nokta da atılan roketlerin Kudüs ve Tel Aviv’in dış mahallelerine ulaşabiliyor olması.
DEMİR KUBBE’NİN İSRAİL İÇİN ÖNEMİ
Demir Kubbe, İsrail’in özellikle Gazze’den Hamas ve İslami Cihad tarafından atılan roketlerin can ve mal kaybına yol açmasını engelleme çabalarında önemli rol oynuyor. Dönem dönem çatışmaların şiddetlendiği bu bölgede, özellikle İsrail’in güneyinde normal hayatın devam etmesi ve güvenliğin sağlanmasında kritik önem taşıdığı belirtiliyor. Bu sistemi savunanlar, Demir Kubbe sayesinde İsrail’in kendisine yönelik tehdidi azalttığını ve özellikle 2010’larda gerilimin yükseldiği dönemlerde bu sayede kara harekatına gerek kalmadığını ifade ediyor. Ancak, İsrail’in Gazze’den gelen tehditler karşısında bu sisteme fazla güvendiği ve diğer güvenlik artırıcı önlemlere yeterince kaynak ayırmadığını düşünenler de var. Bunların başında da roket saldırısı anlarında erken uyarı sisteminin yeterince etkin çalışmaması ve yeterli sayıda sığınak olmaması geliyor.