Sakin dönemi sürdürelim

Türk-Yunan ilişkilerinde, sakin ortamın, normal ve alışılmış bir duruma, yani neredeyse rutine dönüştüğü dönemler çok enderdir. Gazeteciliğe başladığım 1983 yılından bu yana, bu rutin sükunet dönemlerinin yaşandığı “parantezlerin” sayısı bir elimin parmaklarını geçmez.

Sakin dönemi sürdürelim
Yayınlama: 12.05.2024
A+
A-

Aleksis Papahelas – Bugün önemli olan, iki hükümetin birçok düzeyde konuşabilmeleri, zirve görüşmelerinin mutat hale gelmeleri ve iletişim kanallarının açılmış tutulmalarıdır. Bölgemizin alevler içinde olduğu bir dönemde, Yunanistan ile Türkiye’nin barış içinde bir arada yaşama sürecinden geçiyor olmaları hem çok önemli, hem de olumludur.

Ancak bununla birlikte, Yunanistan Başbakanı’nın, Ankara ziyaretinden birkaç gün önce, tarihi bir manastırın camiye dönüştürülmesi gibi, Atina’da bizim dikkatimizi çeken bazı gelişmelerin olduğunu da belirtmeliyim.

Kimse, böyle bir şeyin tersini ne düşünür ne de yapar. Yani, kimse tarihi bir camiyi kiliseye dönüştürmeyi ne düşünür ne de böyle bir şeyi yapar…

Özgüven eksikliği hissetmememiz gereken bir noktaya ulaştığımıza inanıyorum. Tarihi yapıtların, kimlikleri değiştirilmeden korunmaları, tam aksine özgüven ve saygı göstergesidir.

İki tarafın da gerginlik ve iletişim kanallarının kapalı tutulması tuzağına düşmemeleri için olgunluk göstermeleri gerekecek. Eski gergin günlere dönülmesini isteyenlerin sayısı az değildir. Ayrıca, o eski gergin günlere dönmek de öyle zor bir şey değildir.

İki liderin Ankara’daki buluşması, ilişkilerin daha da gelişmeleri ve meyveler vermeleri için gerekli dinamizmin mevcut olup olmadığını gösterecektir.

Önemli bir başka faktörü de unutmamak gerek. İki ülkede de halklarının güçlü desteğine sahip ve kimseden çekinecekleri bir şey bulunmayan liderler işbaşındadır. Bu da Yunanistan-Türkiye ilişkileri tarihinde ender karşılaştığımız bir rastlantıdır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.