Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomide atılan adımların ardından dış finansmana erişimdeki problemlerin aşıldığını belirtti. Son 1 ayda bankaların sağladığı finansmanlara değinen Şimşek, “Adeta önde gelen tüm ekonomiler Türkiye’yi yatırım için radarına aldı. Bu, ülke ekonomisine duyulan güvenin en açık göstergesidir.” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ABD’de ekonomiye ilişkin yaptığı değerlendirmelerde önemli mesajlar verdi. Şimşek, “Önde gelen tüm ekonomiler Türkiye’yi yatırım için radarına aldı. Hazirandan bu yana yurt dışından bankacılık sektörümüz 6 milyar 767 milyon dolar, bankalar dışı finansal kuruluşlarımız 367 milyon dolar ve reel sektörümüz 3 milyar 266 milyon dolar olmak üzere toplam 10,4 milyar dolar tutarında dış finansman sağladı. Bu, ülke ekonomisine duyulan güvenin en açık göstergesidir.” ifadelerini kullandı.
Şimşek, öncülüğündeki yeni ekonomi yönetiminin aldığı kararlar meyvelerini veriyor. Uluslararası derecelendirme kuruluşları Moody’s ve Fitch’ten arka arkaya gelen açıklamalar, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primindeki (CDS) gerileme, uluslararası piyasalarda da güven ortamının oluştuğunu ortaya koydu. Seçim sonrası tüm bu gelişmelerin ardından Türkiye’deki bankaların ve büyük şirketlerin dış kaynak bulmasının da önü açıldı.
“TÜRKİYE’Yİ YATIRIM İÇİN RADARLARINA ALDILAR”
Bakan Şimşek, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, ekonomi politikalarında yürütülen rasyonel program sayesinde ülkeye olan güvenin giderek arttığını söyledi. Son 1 ayda bankaların sağladığı finansmana dikkati çeken Şimşek, “Hükümete olan güvenin perçinlenmesiyle dış finansmanda yaşanan problemler de çözülüyor. VakıfBank, Yapı ve Kredi Bankası, Eximbank, Türkiye Sınai ve Kalkınma Bankası, Denizbank ve İş Bankası ağustos ve eylül aylarında çıktığı ihraçlarda yüksek oranda ilgi görürken, son bir ayda ülkemizin bu bankalarının yaptığı ihraçlarla toplam 2 milyar 57 milyon dolarlık finansman sağlandı. Söz konusu bankaların ihraçlarına İngiltere, Orta Doğu, Avrupa, Amerika, Asya-Pasifik ülkeleri gibi çok geniş bir coğrafyadan ilgili oldu. Adeta önde gelen tüm ekonomiler Türkiye’yi yatırım için radarına aldı. Hazirandan bu yana yurt dışından bankacılık sektörümüz 6 milyar 767 milyon dolar, bankalar dışı finansal kuruluşlarımız 367 milyon dolar ve reel sektörümüz 3 milyar 266 milyon dolar olmak üzere toplam 10,4 milyar dolar tutarında dış finansman sağladı. Bu, ülke ekonomisine duyulan güvenin en açık göstergesidir.” dedi.
“KÖRFEZ ZİYARETİNİN OLUMLU NETİCELERİNİ ALDIK”
Şimşek, oluşturulan ekonomik güven ortamı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde başlatılan ikili görüşmeler sonrasında Körfez bölgesinde gerçekleştirdikleri temasların olumlu neticelerini aldıklarına işaret ederek, “Türk Eximbank, İslam Kalkınma Bankasının ticaretin finansmanı kuruluşu ITFC koordinatörlüğünde Körfez bölgesinden 8 finansal kuruluşun katılımıyla Türk ihracatının desteklenmesi amacıyla 277 milyon dolar tutarında 1 yıl vadeli yurt dışı kaynak temin etti.” dedi.
Reel sektöre de yatırımcı ilgisinin arttığını dile getiren Şimşek, Arçelik’in de gittiği borçlanmada 400 milyon dolarlık finansman sağladığını ifade etti. Şimşek, Rönesans Holding’in de temmuzda UK Export Finance (UKEF) garantisi altında 781 milyon avro (yaklaşık 834,4 milyon dolar) tutarında kredi sağladığına dikkati çekti.
“GERÇEKÇİ HEDEFLER KOYDUK”
Şimşek, fiyat istikrarının önemine vurgu yaparak, “Kalıcı refah, yüksek büyüme, yüksek istihdam, ilave dış kaynak için olmazsa olmaz fiyat istikrarı. Fiyat istikrarını sağlamak için gerçekçi hedefler ortaya koyduk. Kaynakları tüketimden ihracata ve yatırıma yönlendireceğiz. Rekabet gücünü kazanmak için finansmana erişim uygun koşullarda olmalı. Enflasyonu kalıcı şekilde tek haneye düşürebilirsek firmalarımız makul maliyetlerle dünyadan 5-10 yıl vadeli kaynaklara erişecek. O zaman dünyada Türkiye ile rekabet edecek fazla ülke olamayacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Orta Vadeli Program’ın (OVP) da uluslararası piyasalara güven verdiğini ifade eden Şimşek, OVP’nin enflasyonla mücadele, mali disiplin ve yapısal reform olmak üzere üç temel bileşeni bulunduğunu, programın dördüncü unsurunun ise dış kaynak olduğunu söyledi.