AK Parti MKYK Üyesi Mahir Ünal, CNN TÜRK canlı yayınında Semiha Şahin’e açıklamalarda bulundu.
AK Parti MKYK Üyesi Mahir Ünal’ın açıklamalarından satır başları şöyle; Türkiye bir seçim aşamasında ve tabi millet iradesinin en güzel şekilde demokrasi kültürü içinde tecelli etmesi için hem hükümet hem ilgili kurumlar hem de siyaset bütün çabasını sergiliyor.
Tabi bütün bunlar yaşanırken siyaset kurumu yerel yönetim yönetim açısından baktığımızda toplumsal taleplere yaklaşım olarak şehir, şehir yönetimi, şehirle ilgili düşünceler aslında bunları daha çok konuşmak gerekiyor.
Şu anda yaşadığımız seçim kampanyaları açısından temel bir mesele var. Bazı siyasetçiler influencer’a dönüşmüş durumda. Yani gerçeklikte halka vaadettiği vaatleri bile unutan, hatırlamayan ama diğer taraftan sosyal medya üzerinden dijital dünyada oluşan TikTok’ta, Instagram’da, YouTube’da, Twitter’da oluşan sanal gerçeklik üzerinden etkileşim kasan ve oradaki gerçeklik üzerinden sanal başkanlık yapan siyasi figürlerle şu anda karşılaşıyoruz.
Şöyle söyleyeyim; Geçtiğimiz 2021-2022 yılında Avrupa Birliği 22 Nisan’da internetle ilgili bir yasayı kabul etti. Siyaset açısından da bizi şöyle bir risk bekliyor. Şu anda bizim fiziki coğrafyanın dışında bir de internet coğrafyası var. Bu internet coğrafyasının içerisinde sosyal medya platformları var ve sosyal medya platformlarının algoritması ‘fakenews’ dediğimiz yalan haberleri 17 kat daha fazla büyütüyor. Siz bir yalan söylediğinizde gerçeği alıp yalanın peşinden koşsanız bile gerçek o yalana yetişemiyor. Bu şu demek; Gerçeğin kaybı demek. Gerçeği kaybedersek her şeyi kaybederiz. O yüzden AK Parti olarak ‘gerçek, gerçek’ diyoruz.
Gerçeği kaybettiğimizde kimliğimizi kaybederiz. Gerçeği kaybettiğimizde varlığımızı, anlamımızı kaybederiz. Şehirlerimizi kaybederiz. Karşımızda influencer gibi etkileşim kasan, sanki siyasetçi ve siyasetçi sorumluluğu almak yerine takipçileriyle etkileşim kaygısında olan ve gerçekle de fazla ilgilenmek yerine 5 yıl önceki vaatlerini hatırlamıyor.
Twitter’da bir kullanıcının güzel bir paylaşımı vardı; ’30 yıl önce Rece Tayyip Erdoğan’a ikram ettiğin köfteyi hatırlıyorsun da 5 yıl önce siyaset sorumluluğu ile İstanbul’a vaat ettiğin vaatleri neden hatırlamıyorsun?’
Murat Kurum bey bunları çıkardı. Vaatlerinin yaklaşık yüzde 82’sini 5 yılda gerçekleştirmemiş bir İBB Başkanı ile karşı karşıyayız. Şimdi bir tarafta influencer bir siyasetçi bir tarafta da gerçek bir siyasetçi.
Murat Kurum’u ben Kahramanmaraş’ta gördüm. Murat Kurum’u Hatay’da gördüm. Murat Kurum’u Antep’te gördüm. Murat Kurum’un nasıl bakanlık yaptığını, nasıl çalıştığını, nasıl disiplinli çalıştığını, nasıl takım oyuncusu olduğunu ve kendi takımına nasıl liderlik ettiğini gördüm. 1981’den bugüne ben bir İstanbul’da yaşıyorum. 2019-2024 arasında 5 yılda İstanbul’a ne yapıldığına bakıyorum. Kullanılan bütçelere bakıyorum. Bırakın bir siyasetçiyi bir vatandaş olarak ve bugün çok rahat bir şekilde kendi vaatlerini hatırlamadığını söyleyen bir belediye başkan adayıyla karşı karşıyayız.
‘Vaatlerimi hatırlamıyorum’ diyen bir belediye başkanı gördüm. Bizim kültürümüzde ne deriz? ‘Söz namustur’ deriz. 2002’den bugüne kadar AK Parti’nin bütün seçim beyannamelerinde çalıştım. Ya bölüm yazdım, ya seçim beyannamesi hazırlayan ekipteydim. 4 yıl Tanıtım Medya Başkanlığım döneminde geçmişte, en son 2022’de AK Parti’nin tüm seçim beyannamelerini inceleyerek 2002’den bugüne kadar AK Parti’nin seçim beyannamelerinde vaadettiklerinden ne kadarı gerçeklemiş… Bunun bir araştırmasını gerçekleştirdik. Seçim beyannamelerinde vaat ettiklerinin yaklaşık yüzde 92’sini gerçekleştirmiş.
Dönüp bakıyoruz… Son 5 yılda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı 2019 yılında vaat ettiklerinden hangilerini gerçekleştirmiştir? Yaklaşık yüzde 82 oranında vaat ettiklerini gerçekleştirmemiş. Peki bir engelleme mi var diye bakıyorsunuz. Hayır, hükümetten verilmesi gereken bütçeyi almış. Yurt dışı kredilerini kullanmış. Milyarlarca liralık bütçe kullanmış. Peki bunun sonunda bu vaat ettikleri şeyler neden gerçekleşmemiş? Siz televizyona çıkıp rahat bir şekilde ‘Şunu yaptım’, ‘Şunu yaptım’ diyorsunuz. Sizin söylekdiklerinizi dijitalde 17 kat büyüten algoritmik düzenin arkasından biz gerçeği alıp koşuyoruz. Diyoruz ki; ‘Gerçek bu.’ Ama işte o sanalda yaşananların gerçeklikle bir karşılığı yok.