GEV, sosyal sorumluluk ruhuyla ve 47 yıllık engelli hayat tecrübesiyle bütün dünya engellileri ve
ileri yaşlı insanlar yararına kurulmuş bir düşünce ve proje kuruluşu olup 100 farklı ülkede üye
ağına sahip, global bir vakıftır.
Vakfımız, Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme, Birleşmiş Milletler Yaşlı
İlkeleri ile 5378 Sayılı Engelliler Hakkın Kanun kapsamında, buralarda belirlenen hususları
asgari unsurlar olarak kabul ederek çok daha ileri bir ufka sahip olarak, ilgili, yetkili, görevli kurum
ve kuruluşlarla sürdürülebilir kurumsal iş birliği modeli tesis etmek suretiyle dünya nüfusunun
%15’ini oluşturan 1,5 milyar engelli ve ileri yaşlılar için ürün, sistem ve hizmet sunmaktadır.
GEV, amacını gerçekleştirmek için 3 stratejik hedef belirlemiştir. Bunlar;
uygulamasını yaygınlaştırmak,
GEV burada kuruluş öyküsünü ve ona daha parlak bir gelecek için umut veren şeyleri
paylaşmaktadır.
Değerli bir dostum merhum şöyle derdi: “Değişim, hiçbir zaman olması gerektiğini
düşündüğümüz hızda olmaz.
Bu, insanların bir araya gelmesi, strateji oluşturması, paylaşması ve ellerinden gelen tüm
araçları kullanması ile yıllar geçtikçe gerçekleşir.
Yavaş yavaş, dayanılmaz derecede yavaş bir şekilde bazı şeyler olmaya başlıyor ve sonra
aniden, görünüşte birdenbire bir şeyler ters gitmeye başlıyor.”
Hayat deneyimlerim, dostumun sözlerinin kanıtıdır.
Çevremde beni cesaretlendiren ve engelli insanlar için sürekli olumlu değişime yol açan dikkate
değer insanlara sahip olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.
Ardahan ve İstanbul’daki fakir bölgelerde büyüdüm.
Yoksulluk, çocuk yaşta engellilik ve siyasi terör şiddetlerine tanık olarak zor bir çocukluk dönemi
geçirdim.
Okullar pek iyi değildi ve bildiğim tek şey yoksulluktu.
Bu halde çocukluk dönemim geçecek diye düşünürken henüz 13 yaşımda, hayatımı değiştiren
bir omurilik yaralanması geçirdim.
Mevcut halime ağlarken, oluşan yeni durum karşısında ağlamaya bile halimin olmayacağı yeni
bir durumla karşılaştım.
Bir aile için çocuk, ailenin her şeyidir.
Çocuğu gülerken güler, ağlarken onunla birlikte ağlar.
Üzülen çocuğuna yüreği dayanmaz ailenin.
Hele ki anaların.
Onların yürekleri çocuklarının yüreğindeki aynen hisseder.
Mutsuzluğuna mutluluk, umutsuzluğuna umut olmak için her şeyini verir.
Benim hayatımı değiştiren elim hadiseden sonra, ailemin de hayatı değişti.
Beklenmedik bir anda gerçekleşen bu durum neticesinde artık ailemin tekerlekli sandalyeye
mahkûm, felçli bir çocuğu olmuştum.
Bu halimle daha fazla yardıma muhtaç olduğum gibi, hayatta her şey bir engel olarak karşıma
çıkmaktaydı.
Zira benim yaşadıklarım, engellilere yönelik kaldırımların ve otobüs asansörlerinin bulunduğu,
engelli haklarının kabul edilerek birçok mecrada dile getirildiği ve savunulduğu zaman diliminden
çok önceydi.
Engellilerin özürlü kabul edildiği dönemdi.
Bu halimin sosyal yönü de fevkalade zordu.
Arkadaşlarım ne diyeceklerini bilemediler.
En kötüsü, beni görmezden geldiler.
Zorluklara rağmen Rabbimin birçok ihsanına minnettardım.
Sayın Cumhurbaşkanımız RTE «o zaman belediye başkanı idi» rehberlik danışmanım, ümit vaat
eden bir geleceği şekillendirmeme yardım etti.
Türkiye’nin engellilerle ilgili ilk Vakfını «Fiziksel Engelliler Vakfını» birlikte kurduk. Yıl 1996.
Pek çok kuruluşun kurucusu ve yöneticisi olma tecrübesini kazandırmış oldu bana…
Necdet ÖZTÜRK,
Kurucu Başkan
GEV Global Engelliler Vakfı