Her dakika 1 milyon ölü! NATO ve Rusya arasındaki olası nükleer savaş, dünyanın sonu

Yirmi birinci yüzyılın en büyük savaşı olan Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası yıllardır tarafsızlıklarıyla bilinen Baltık ülkeleri dahi NATO’ya girmek için çalışmalara başladı. Türkiye’nin onayı sonrası İsveç ve Finlandiya’da birliğe katılırken Baltık Denizi adeta NATO’nun gölü haline geldi. ABD’nin başı çektiği birçok NATO ülkesi geçtiğimiz hafta Rus sınırında nükleer savaş tatbikatı düzenledi, Rusya ise bu tatbikata yanıt olarak ordusunun büyük bir bölümünü İsveç ve Finlandiya sınırına kaydırdı.

Başta ABD ve Rusya olmak üzere süper güçler son günlerde nükleer savaşa dair söylemlerini artırdı. Rusya lideri Putin, Moskova yönetiminin nükleer savaş için hazırlıklı olduğunu duyurdu, Washington kanadından da benzer açıklamalar geldi.

KORKUNÇ SENARYO

ABD merkezli Princeton Üniversitesi ise NATO ve Rusya arasında olası bir nükleer savaşın senaryosunu ortaya koydu. Dakikalar içinde milyonlarca insanın öldüğü senaryo kan dondurdu. Karşılıklı nükleer füzelerin kullandıldığı savaşta ilk 45 dakikada 45 milyon insanın ölümüyle sonuçlanıyor. Emekli ABD’li General Ben Hodges, ABD ve NATO’nun Soğuk Savaş’tan bu yana böyle bir senaryoya hazırlandığını söylüyor. Hodges’e göre ABD, Rusya’ya ilk nükleer füzeyi Polonya-Almanya sınırından gönderecek.
Avrupa’da olası bir nükleer savaş sonrası küresel bir felaket beklenmiyor ancak ABD ve Rusya’nın karşılıklı savaşında bütün dünya için bir risk bulunuyor.

F-35’LERİN ÖNEMİ

Araştırmaya göre ABD’nin elinde 3 bin 750 Rusya’da ise 5 bin 580 nükleer füze başlığı bulunuyor. Rusya’nın saldırılarına karşı ABD’nin en büyük kozu ise F-35 savaş uçakları. Radarlar tarafından tespit edilmesi neredeyse imkansız olan F-35’ler füzeler daha ateşlenmeden Rus ordusunun planlarını bozabilecek güçte.

Araştırmaya göre nükleer savaş sonrası dünyadaki en güvenli ülkeler Arjantin, Avustralya ve Yeni Zelanda olarak belirtildi. Savaş sonrası dünyayı büyük bir kıtlığın beklediğini de hatırlatan araştırmacılar “Bu tür senaryolar kitlesel göçlere, toplumların çöküşüne ve altyapıların yok edilmesine neden olabilir” değerlendirmesinde bulundular.