Gazze’de İsrail ordusunun devam eden saldırıları, masum sivillerin hayatlarını yok etmeye devam ediyor. Annesi İsrail hapishanesindeyken dünyaya gelen Yusuf Muhammed el-Rızk, Gazze kentinin Es-Savra Mahallesi’nde evine düzenlenen saldırıda hayatını kaybetti.
İsrail’in Gazze’de uyguladığı acımasız abluka ve saldırılar, bölgedeki Filistinlilere yönelik insanlık dışı muameleleri her geçen gün artırıyor.
Saldırılar nedeniyle binlerce masum Filistinli hayatını kaybederken, hayatta kalanların yaşam koşulları giderek daha da zorlaşıyor.
Barınma, yiyecek, sağlık hizmetlerine erişim büyük ölçüde engellenirken, ölen yakınlarını bile defnetmek isteyen Filistinliler mezarlıklara ulaşamıyor.
İsrail ordusunun mezarlıklara yönelik baskınları ve tahribatı, Gazze’de yaşanan soykırım tehdidinin somut göstergesi haline geldi.
İSRAİL YÜZÜNDEN HAPİSHANEDE DOĞDU, YİNE ONLAR YÜZÜNDEN ÖLDÜ
Annesi İsrail hapishanesindeyken dünyaya gelen Yusuf Muhammed el-Rızk da bu acı tabloya kurban gitti.
Yusuf, İsrail ordusunun Gazze’nin Es-Savra Mahallesi’ndeki evine düzenlediği saldırıda hayatını kaybetti.
Yusuf’un naaşı cenaze işlemleri için Şifa Hastanesi’ne getirildi.
MEZARLIKLARA SIĞINDILAR
Her gece bomba yağan şehirleri terk eden Gazzeliler, ölüm korku yaşarken, ölüm kokan bölgelere göç etmek zorunda kaldı.
Yüzlerce Filistinli, Han Yunus’a bağlı Mevasi bölgesinde barınacak yer bulamadıkları için mezarlıkları mesken tuttu ve çadırlarını buralara kurdu.
Ancak İsrail ordusu 10 Temmuz’da Han Yunus’taki mezarlıklara buldozerlerle girdi ve yakınlarındaki çadırları tahrip etti.
CENAZELERİ DEFNEDECEKLERİ TOPRAKLARI DAHİ YOK
Ordunun, mezarlıkları kuşatması nedeniyle Filistinliler, vefat eden yakınlarını defnedemedi ve Han Yunus’taki Nasır Hastanesi morgu cesetlerle doldu.
Han Yunus’taki mezarlıklar sorumlusu ve aynı zamanda Nasır Hastanesi morgunda gönüllü olarak çalışan Tafiş Ebu Hatab, “İsrail ordusu şu an Han Yunus’taki mezarlıkları işgal etmiş durumda ve ölülerimizi götürüp oraya defnedemiyoruz. Hastanenin morgu cesetlerle dolu. Bize bu insanları defnedebileceğimiz bir yer gösterin.” diyerek feryat etti.
TOPLU MEZARLAR AÇILABİLİR
Hastanede her yerin cesetlerle dolu olduğunu söyleyen Ebu Hatab, “50-60 naaş var, aileleri onları nereye defnedeceklerini bilmiyor. Eğer bu durum böyle devam eder ve mezarlara defin yapılamazsa, bu naaşları toplu mezarlara gömmek zorunda kalacağız.” dedi.
İsrail ordusunun bu mezarlıklarda ne aradığını kimsenin bilmediğini kaydeden Ebu Hatab, şunları söyledi:
“Savaşın başından bu yana 14 bini aşkın kişiyi defnettim ama bugün hiç bir şey yapamıyorum. Bu mezarlıklara gidecek olan kişi bunu hayatıyla ödüyor.”
Hastanenin morgunu AA kameralarına açan Ebu Hatab, hem morgda hem dışarıda çok sayıda ölü olduğunu belirtti.
ANNELER EVLATLARINI SONSUZLUĞA UĞURLUYOR
Yakınlarını kaybeden Filistinlilerden kimi çaresizlik içinde cenazelerinin başında ne yapacaklarını düşünürken kimi de ulaşım sıkıntısına rağmen yakınlarını uzak yerlere defnetmek zorunda kaldı.
17 yaşındaki oğlu Hamza’yı kaybeden Filistinli anne Hiba Bereke, oğlunu Deyr el-Belah’ta defnetme kararı aldı ve göz yaşları içinde oğlunu son yolculuğuna uğurladı.
Sabrin Ebu Hayye ise Şakuş bölgesinde bir okula düzenlenen saldırıda amcasını kaybettiğini, amcasını enkaz altından çıkarmaya giden kuzenlerinin de Beni Süheyla’da uğradıkları saldırıda yaşamlarını yitirdiklerini kaydetti.
“ŞEHİTLERE BİLE RAHAT YOK”
Ebu Hayye, kuzenlerinden birini okul yakınlarına defnetmek zorunda kaldıklarını, diğerini de oraya defnedeceklerini söyledi.
Daha önce kızı Rua Kudeyh’i dün de yeğenini kaybeden Filistinli bir başka kadın ise “Şehitlere bile rahat yok.” diyerek gençlerin uzak bir yere defnetmeye götürdüğü yeğeni Muhammed Kudeyh’in ardından üzüntüsünü dile getirdi.
Gazze’deki Filistin Vakıflar Bakanlığından dün yapılan açıklamada, İsrail ordusunun 10 Temmuz’da mezarlıkları iş makineleriyle tahrip ettiği ve ölülerin cesetlerini çaldığı belirtilmişti.