Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Piyasayla, istihdamla, kültür, sanat ve edebiyatla bağı azalmış programları yavaş yavaş dönüştürüyoruz. Öğrenciye bir şey kazandırmayan programları sistemin dışına çekip yerine daha istihdam odaklı programları devreye sokmaya başladık dedi.
YÖK’ten yapılan açıklamaya göre, Erol Özvar, dün akşam İstanbul’daki üniversitelerin rektörleriyle iftar programında bir araya geldi. Marmara Üniversitesi’nin ev sahipliğindeki programa, rektörlerin yanı sıra Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan ve Yükseköğretim Kurulu Genel Sekreteri Batıkan Aksoy katıldı. Burada konuşan Özvar, ekonominin, kültürün, sanatın, turizmin merkezinde olan İstanbul’un, Türk yükseköğretim sisteminde de çok önemli ve müstesna bir konuma sahip olduğunu belirtti.
İstanbul’da toplam 61 yükseköğretim kurumu bulunduğunu, 1,5 milyonun üzerinde üniversite öğrencisinin öğrenim gördüğünü ve yaklaşık 41 bin öğretim elemanının görev yaptığını kaydeden Özvar, “İstanbul üniversiteleri bir taraftan öğrencilerine en kaliteli eğitim imkanlarını sunarken diğer taraftan da ülkenin bilimsel, kültürel, ekonomik, sosyal ve sanatsal gelişimine çok kıymetli katkı sağlamaktadır” dedi.
‘DİJİTALLEŞME, BU DÖNÜŞÜMÜN BİR PARÇASI’
YÖK’ün son dönemdeki çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Özvar, yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında 2’si yeni olmak üzere 5 lisans ve tamamı yeni 12 önlisans programı açılmasına karar verdiklerini hatırlattı. Özvar, bu alandaki gelişmeleri yakından takip etmeye ve gerekli aksiyonları almaya devam edeceklerini vurguladı. Piyasayla, istihdamla, kültür, sanat ve edebiyatla bağı azalmış programları yavaş yavaş dönüştürdüklerini belirten Özvar, “Öğrenciye bir şey kazandırmayan programları sistemin dışına çekip yerine daha istihdam odaklı programları devreye sokmaya başladık. Yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri gibi yeni programlar ihdas edilmesi de bu dönüşümün bir parçasıdır” diye konuştu.
Yükseköğretim ve sektörler açısından dönüştürücü bir etkiye sahip olacağı öngörülen mikro yeterlilikler konusunda da Avrupa Yükseköğretim Alanı’ndaki düzenlemelerle uyumlu usul ve esasları belirlemek üzere bütün paydaşlarla yürüttükleri süreçleri kısa sürede tamamlayacaklarını anlatan Özvar, mikro yeterliliklerin kredilendirilmesi sürecini yakın zamanda başlatmayı planladıklarını ifade etti.
‘YÜKSEKÖĞRETİM SİSTEMİNİN NİTELİĞİNİ ARTIRACAK ADIMLAR ATIYORUZ’
Yükseköğretimde kalite odaklı yaklaşımın bir sonucu olarak, yeni lisansüstü programların açılması ve açık olan programların devam edebilmesi için belirledikleri yeni şartları üniversitelerle ve kamuoyuyla paylaştıklarını kaydeden Özvar, özellikle ‘akreditasyon’ ve ‘nitelikli yayın’ şartlarının getirilmesine dikkat çekti. Özvar, “Aldığımız bu kararlar, üzerinde titizlikle durduğumuz ve her fırsatta vurguladığımız yükseköğretim sistemimizin niteliğini daha da artırma anlayışımız ve çabalarımızla tamamen uyumludur. Adımlarımızı bu yönde atıyoruz. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki aldığımız kararlar üniversitelerimiz tarafından da son derece olumlu bir şekilde karşılanmıştır” diye konuştu.
‘ULUSLARARASILAŞMA, VİZYONUMUZUN ÖNEMLİ BİR PARÇASI’
Özvar, uluslararasılaşmanın YÖK’ün vizyonunda önemli bir yer tuttuğuna işaret ederek, “Üniversitelerimizi uluslararası görünürlüklerini artırmaları konusunda sürekli teşvik ediyoruz” dedi.
Yükseköğretim alanında küresel anlamda büyük bir rekabet yaşandığını, bunun gelecekte daha da artacağını ifade eden Özvar, “Üniversitelerimizin zaman kaybetmeden bu rekabete hazır hale gelmeleri son derece önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.
Öğretim elemanlarının nitelikli ve etki değeri yüksek uluslararası yayınlar yapmalarının ve projelerde yer almalarının uluslararası görünürlük açısından son derece kıymetli olduğunu vurgulayan Özvar, rektörlerden üniversitelerinin uluslararası görünürlüğünün artırılması için özel çaba sarf etmelerini istedi.