Komplolar ve ajansların neredeyse eşi görülmemiş hamlesi: Prenses’in editlediği fotoğraf dedikoduları nasıl ateşledi?

Geçirdiği ameliyattan sonra gözlerden uzak olan İngiltere Prensesi Kate Middleton’ın yokluğu mırıltılara yol açıyordu. Ancak geçtiğimiz Anneler Günü’nde dedikoduları susturmak için yayınlanan aile fotoğrafının editlendiği ortaya çıkınca, komplo teorileri internette sel olup aktı.

Komplolar ve ajansların neredeyse eşi görülmemiş hamlesi: Prenses’in editlediği fotoğraf dedikoduları nasıl ateşledi?
Yayınlama: 16.03.2024
A+
A-

Geçtiğimiz Salı günü, Gazze’deki kriz devam ediyordu, Haiti’deki  kargaşa sürüyordu ve Joe Biden ile Donald Trump’ın partilerinin başkan adayları olduğu netleşti. Bir gazetecinin Beyaz Saray basın sözcüsüne sorduğu soru ise, sözcüyü kısa süreliğine güldürdü.

‘MANİPÜLASYONU’ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ SONLANDIRMA GİRİŞİMİ İZLEDİ 

Komplolar ve ajansların neredeyse eşi görülmemiş hamlesi: Prenses'in editlediği fotoğraf dedikoduları nasıl ateşledi?

Bir muhabir Karine Jean-Pierre’e “Beyaz Saray başkanın fotoğraflarını dijital olarak değiştirir mi?” diye sordu. Basın sözcüsü, “Fotoğrafları neden dijital olarak değiştirelim ki? Bizi Birleşik Krallık’ta olup bitenlerle mi kıyaslıyorsunuz? Hayır, bu bizim burada yaptığımız bir şey değil.” diye cevapladı.

Kensington Sarayı geçen hafta sonu Galler Prensesi ve çocuklarının Anneler Günü’ne denk gelen samimi bir fotoğrafını yayınladığında, muhtemelen birkaç onaylayıcı ön sayfayla her zamanki sıcak karşılamayı beklemişti.
Ancak aradan geçen bir haftada işler planlandığı gibi gitmedi. Fotoğrafta çok sayıda beceriksiz düzenlemenin tespit edilmesinin ardından, önde gelen beş fotoğraf ajansı, ‘manipüle edilmiş’ görüntüye ilişkin neredeyse benzeri görülmemiş bir ‘sonlandırma bildirimi’ yayınladı.

‘BİR KEZ YALAN SÖYLERKEN YAKALANIRSAN, NEDEN SİZE İNANSINLAR?’

Komplolar ve ajansların neredeyse eşi görülmemiş hamlesi: Prenses'in editlediği fotoğraf dedikoduları nasıl ateşledi?

O zamandan beri fotoğraf, yalnızca Beyaz Saray basınını değil, dünya medyasının geniş bir kesiminin de hızla ilgisini çekti. ‘Fotoğraf krizi’ ayrıca, bunun ameliyattan sonra iyileşmekte olan Prenses hakkında neler söyleyebileceği konusunda endişeleri tırmandırdı ve kraliyet ailesini tehlikeli bir güvenilirlik krizinin merkezine koydu.

İngiliz The Guardian gazetesi yazarı Esther Addley, ‘sonuçta, bir kez yalan söylerken yakalanırsan, neden kimse size inansın ki?’ diye sordu. İspanya’da bazı yayın organları ise, geçen ay sarayın çürüttüğü, prensesin komada olduğu yönündeki iddiaları tekrarladı. ABD’deki talk show’larda, kraliyet evliliği hakkında benzer şekilde reddedilen, iftira niteliğinde olsa da uzun süredir devam eden söylentiler birbiri ardına yayınlandı.

Komplolar ve ajansların neredeyse eşi görülmemiş hamlesi: Prenses'in editlediği fotoğraf dedikoduları nasıl ateşledi?

‘HİÇBİR ZAMAN KOMPLO TEORİSYENİ OLMADIM AMA…’

Öte yandan, sosyal medya yayınlanan komplo teprileri biri diğerini takip ederek çılgınlığı bambaşka bir seviyeye taşıdı. Buna göre internette dolaşan iddialardan bazıları şöyleydi; Prenses Kate yüz gerdirme ameliyatı geçirmiş olabilir, inzivaya çekildi veya yerini bir ‘dublör’ aldı.

Çoğu kolayca göz ardı edilebilecek iddialar olarak değerlendirildi, ancak saray tarafından brifing verilen gazetecilerden olan ITV Kraliyet Editörü Chris Ship bile şöyle başlayan bir tweet yayınladı: 

“Hiçbir zaman bir komplo teorisyeni olmadım ama…” 

TÜM KOMPLO SELİ NEDEN?

Komplolar ve ajansların neredeyse eşi görülmemiş hamlesi: Prenses'in editlediği fotoğraf dedikoduları nasıl ateşledi?

Bu paylaşımla birlikte kraliyetin inkar edilemez bir sorunu olduğu düşüncesi iyice güç kazandı. 42 yaşındaki üç çocuk annesi Prenses büyük bir karın ameliyatı geçirdi ve toplum önüne çıkacak kadar iyi değildi. Operasyon 17 Ocak’ta ilk kez açıklandığında Kensington Palace, en azından Paskalya’ya kadar herhangi bir kraliyet görevinde rol almasının beklenmediğini söyledi. Saray, bunun değişmediği konusunda ısrarcı. Peki, tüm bu komplo seli neden?

Prenses, belki de medyanın ‘kedi nanesi’ olarak kaldığı ve kraliyetin kamuoyundaki imajı açısından inanılmaz derecede önemli olduğu için, basının onsuz geçireceği üç ay her zaman zor olacaktı. Öte yandan, Kral Charles’ın prostat tedavisi ve kanser olduğu duyurularının tesadüfü olmasaydı, işler muhtemelen daha idare edilebilir olurdu.

EŞİ ‘KİŞİSEL MESELE’ YÜZÜNDEN ÇEKİLİNCE OLANLAR OLDU

Komplolar ve ajansların neredeyse eşi görülmemiş hamlesi: Prenses'in editlediği fotoğraf dedikoduları nasıl ateşledi?

Catherine teşhisi konusunda gizlilik talep ederken, Kral ve Buckingham Sarayı basın ekibi, kanserin türü açıklanmamasına rağmen daha açık olmayı tercih etmişti. Çoğu kişi bunu Prenses Kate’in doğal hakkı olarak mutlulukla kabul etti. Ancak Kral’ın kanser tedavisi sürerken bile bir şekilde ‘görünür’ kalması, Catherine’in mutlak sessizliğini daha da aşikar hale getirdi.

İnternetteki mırıltıları ateşli spekülasyonlara dönüştüren şey, Prenses’in eşi Galler Prensi’nin 27 Şubat’ta vaftiz babasının cenazesinden ‘kişisel bir meseleyi’ öne sürerek çekilmesi oldu. 

Anneler Günü fotoğrafı belli ki ortamı yumuşatmaya yönelik bir girişimdi. Ancak bunun yerine, beceriksizce ele alınması rahatsız edici bir dramayı tam bir krize dönüştürdü. Catherine adına imzalanan kısa özür bile işe yaramadı. Ya saray danışmanları yaptıkları hatanın ciddiyetini kavrayamamıştı veya muhtemelen çocuklarının mahremiyetini koruyan kraliyet çifti onların rehberliğine direniyordu.

‘BUNDAN KURTULABİLECEKLER Mİ?’

Halkla İlişkiler Uzmanı Emma Streets, çiftin ancak yöntem değiştirirlerse bu karmaşadan kurtulabileceğini düşünüyor. 

İngiliz halkının Prenses’e karşı hala büyük bir empati beslediğini söylüyor ve ekliyor:

“Sanırım (olay) onun yalnızca bir insan olduğunu kanıtlıyor. Ancak sarayın bu ölçekte bir hatayı tekrarlamaması çok önemli.”

Streets, Catherine’in normal halk karşısına çıkacak kadar iyi olup olmadığına bakılmaksızın, Paskalya’ya kadar sağlığı hakkında bir tür güncelleme yapılması gerektiğini ekliyor. 

“Daha fazla tartışmayı önlemek için gerçekten bu zaman çizelgesini korumaları gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeple iletişim ekibinin bu işi yanlış bir adım atmadan ve gerçekten, titizlikle planlayarak halletmesi yönünde baskı var.”

Yanı sıra, kraliyet ailesinin uzun süredir uyguladığı ‘asla şikayet etme, asla açıklama yapma’ stratejisinin artık geçerliliğini yitirdiğini söylüyor: “Bu hikayenin internette yayılma hızı göz önüne alındığında, bu artık işe yaramıyor ve bunun büyük ölçüde stratejik bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğini düşünüyorum.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.