Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ilk evini alacaklara kredi desteği ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
ASLIHAN ALTAY KARATAŞ Ankara/ Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aile ve Gençlik Fonu’nun vereceği evlilik kredisinin pilot uygulama olarak deprem bölgesinde başlatılacağını belirterek “Sonra tüm Türkiye yaygınlaşacak.
Özellikle, gençlere evlilik kredisi dediğimiz 150 bin lira iki yılı geri ödemesiz 4 yıllık krediye destek verme mekanizmasını içeriyor” dedi. Yılmaz, Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında ilk kez ev alacaklara verilecek desteğe ilişkin de “İlk ev alımında kredi erişimini sağlıyoruz. İkinci ve üçüncü konut alımında artık pek kredi imkânı yok” açıklamasında bulundu.
Kabine toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yılmaz, Meclis’te görüşülen Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ile ilgili soru üzerine “Önce pilot uygulama olarak deprem bölgesinden başlayacak. Sonra tüm Türkiye yaygınlaşacak. Özellikle, gençlere evlilik kredisi dediğimiz 150 bin lira iki yılı geri ödemesiz 4 yıllık krediye destek verme mekanizmasını içeriyor. İleride fonlar arttıkça imkanlar arttıkça başka desteklerle tabii ki söz konusu olacak ama aşama aşama gidecek” yanıtını verdi.
İLK EVİNİ ALACAKLARA DESTEK
Hükümeti ilk evini alacak vatandaşlara yönelik kredi desteğinin nasıl olacağına ilişkin soru üzerine Yılmaz, şunları söyledi: “İkinci ve üçüncü ev alımında krediye erişimi zorlaştırdı Merkez Bankası’yla BDDK biliyorsunuz. İlk ev alımında kredi erişimini sağlıyoruz. Orada bir düzenleme yapacağız demiştik, onu bu şekilde yapmış olduk.
İkinci ve üçüncü konut alımında artık pek kredi imkânı yok. İkinci, üçüncü konuta kredi imkânı olmayınca konut kredi imkânları ilk konut sahipliği için kullanılmış oluyor. Konut sahipliği meselesini sadece kredi odaklı değil aynı zamanda konut arzıyla birlikte düşünmek lazım. Konut arzı ve konut talebi şeklinde… Aksi takdirde sırf krediyi düşünürseniz konut fiyatlarını istemediğiniz yere götürme ihtimaliniz var. Konut arzını ve konut talebini dengeli bir şekilde yönetmemiz gerekiyor.”